Hayatın Anlamını Anlamanın Önünde Engeller

medaimyanikblog-zihinokul-15

Hayatın Anlamını Anlamanın Önünde Engeller

Hayatın anlamını anlamanın yolunda engeller var. Anlamak zaman alıyor. Hissederek anlamak, yakinen anlamak kolay iş değil. Zihnin kavraması, kalbin hissetmesi ve bedenin deneyimlemesi gerekiyor. Mütmain olmak, emek gerektiren aktif bir süreç.

Yoksulluk ve Yoksunluk

Yoksulluk ve yoksunluk hayatın anlamını anlamanın önünde engel olabilir. Yeterince görmediğinde, yeterince tatmadığında, yeterince yaşamadığında, sahip olmanın yetersizliğini anlamak zor. Daha fazla kazanırsan, daha iyi mekanlara sahip olursan, daha çok tanınırsan “bulacağını” sanıyorsun. Sahip olursan “ereceğini”, mutlulukla sarhoş olacağını varsayıyorsun. Yokluk anlamanın önünde yanıltıcı bir engel olabilir.

Malın Fazlalığı ve Statünün Yüksekliği

Malın fazlalığı da statünün yüksekliği de hayatın anlamını anlamanın önünde engel olabilir. Malın mülkün kalıcı olduğunu sanabilirsin. Sahip olduklarının eğlenceli sarhoşluğu ile yaşamın asli unsurlarını unutup gidebilirsin. Yaşarken ayakta uyuyabilirsin. Diğer insanların karşısındaki göreceli gücün gerçek ölçekte güç olduğu yanılgısına kapılabilirsin. Halbuki virüsler statü tanımaz. Zaman herkes için akar gider. Yaşlılık her insan tekini dönüştürür. Gerçek güç ölçeğinde birbirimizden önemli farkımız yok. Güç farklılıklarımız var ama bunlar asli değil. Varlığın ve sahip olmanın fazlalığı da anlamanın önünde yanıltıcı engel olabilir.

Onlar Sahip ama Ben Değilim

Başkalarının sahip olduğu, senin sahip olmadığın hissi de hayatın anlamını anlamanın önünde engel olabilir. Başkalarının görünen yaşam yüzü yanılgılar üretebilir. Varlık, güzellik, mutluluk başkalarında görünebilir. Halbuki acının değmediği, zorluğun uğramadığı, çelişkilerin yaşanmadığı bir insan teki ve topluluğu yoktur. Görünenin arkasında hikayeler vardır. Perdelerin arkasında sırlar vardır. Başkalarına göz dikmek anlamanın önünde engele dönüşebilir.

Yaş

İçinde bulunduğun yaş da hayatın anlamını anlamanın önüne engel olabilir. Çok gençsin ve önünde acayip şeyler var havasında olabilirsin. Meçhul geleceğin heyecanı varoluşa düşünmenin önüne geçebilir. Hormonların gücü, arzuların coşkusu, başaracaklarının hırsı “şimdi doluyum, sonra düşünürüz” havasına sokabilir. Tersine; yaşamın elden gittiği, “daha kullanılacak hormonlarım var, işim bitmedi” havası da varoluşu düşünmeye engel olabilir.

Yoksunluğun, fazlalığın, gençliğin, yaşın geçme arifesinin anlama engel olmasına razı olmak “akıl tutulması, gözün görmemesi, kalbin perdelenmesi” olabilir.  Sonuçta, hayatı anlamadan, anlamlandırmadan “iyi yaşam” kurmak zor.  Hayatı anlamlandırmak, yaşamdan vazgeçiren bir şey değil aksine yaşamı büyüten bir şey. Hayatı anlamlandırmak; ruh sağlığımızı geliştiriyor, mutluluğumuzu arttırıyor. Bu sebeple, hayatın anlamı meselesi yakın dönem psikolojik iyilik ve mutluluk araştırmalarının önemli bir parçası durumda. Bu sözlerimi test etmenin en basit yolu şöyle: Eğer Google Scholar’a “meaning of life” (hayatın anlamı) ve well-being (psikolojik iyilik) yazarsanız binlerce içerik bulursunuz.

Hala Tolstoy’un şu sorusuna kendi adına ve sahici bir cevap verip, gereğini yapmaktan daha önemli bir şey yok: “Bugün yaptığım yarın yapacağım şeyin sonucu ne olacak, bütün hayatımın sonu ne olacak? Başka türlü söylemek gerekirse soru şöyle ifade edilebilir: Ne için yaşıyorum? Ne için arzuluyorum? Ne için çalışıyorum? Ya da başka şöyle dile getirilebilir bu soru: Hayatımda benim kaçınılmaz olan ölümle yok olmayacak bir anlam var mıdır?”

0
    0
    Sepetiniz
    Sepetiniz boşMağazaya Geri Dön