Anne Baba Tutumları
Anne Baba Tutumları
Bu yazıda anne-baba tutumlarını detaylı bir şekilde alacağım, öncelikle en sık görülen tutumları tanıyalım, olumlu ve olumsuz etkileri görebilmek, çocuğunuza karşı yaklaşım ve tutumlarınızın ne kadar önemli olduğunu anlamak adına bu yazıyı sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim.
Otoriter Anne Baba Tutumu
Bu ebeveyn tutumunda anne babanın çocuk üzerindeki kontrolü adeta bir baskıya dönüşerek ilerler. Otoriter anne-babalar sevgi ve ilgilerini, çocuklarının onların istediği şekilde davranması sonucunda yani koşullu bir şekilde göstermektedirler.
Bu durum elbette çocuklar ile ebeveynleri arasında oldukça sorunlu bir ilişki haline dönüşmektedir. Bu tutumlara sahip anne ve babalar genellikle çocuklarına gelenekler ve kalıplaşmış durumlar üzerinden kurallar ve yasaklar uygularlar. Anne ve baba olarak, kendilerini otorite temsilcisi veya her şeye karar veren bir merci olarak görmekte bu yüzden de, çocuklarından sorgusuz sualsiz itaat veya söyledikleri her şeyi sorgulamadan kabul etmelerini beklemektedirler.
Çocuk kendi davranışları hakkında katı ve esnek olmayan bir akış açısıyla, hata ve yanlış yapma hakkı tanınmadan büyütülmüş olur. Bu durum çocuğun daha çok baskı altında hissetmesine yol açar. Aynı zamanda bu tutumu sergileyen anne ve babaların çocuklarına sıklıkla ceza vererek eğitileceğini düşündükleri durumlara rastlamaktayız. Hâlbuki ki ceza çocuğu mevcut istenen davranıştan daha fazla uzaklaştırmaya ve tepkisel olmaya itecektir. Otoriter anne ve baba tutumlarının etkisiyle bu çocuklar çekingen, içe dönük, fikirlerini ifade etmekte zorlanan bireyler olabilirler. Ayrıca duygularını baskılayan, içinde yaşayan, çevrenin yönlendirme ve manipülasyonlarına ise oldukça açık hale gelirler. Hassasiyeti yüksek ve kırılgan bir kişilik yapısı taşınmaları da oldukça sık görülmektedir.
Bu tutuma sahip anne ve babalarda en sık gördüğümüz problemlerden biri de; acımasızca eleştirilerde bulunmak, eleştirinin dozunu ayarlayamamaktır diyebiliriz. Bu tarza sahip ebeveynlerin çocuklarında kendine olan güvenleri azalarak, aşağılık duygusu oluşabilir ve hayatları boyunca bu durumun neden olduğu sosyal ya da ilişkisel problemleri yaşama olasılıkları artar.
Son olarak çok önemli bir konu olarak; otoriter tutum ve davranışlarla yetişen çocukların otorite zayıflayınca ya da ortadan kalkınca hırçın, asi, güçsüz ve saldırgan ve kavgacı kişilere dönüşebilirler. Çocuk otorite ve baskılara yönelik olan öfkesini yansıtıp hem kendisine hem de çevresine zarar verir hale gelebilir.
Aşırı İzin Verici Anne Baba Tutumu
Son zamanlarda giderek artan ve çocukların davranışlarının hızlı bir şekilde bozulmasına yol açan durumlardan birisi de; aşırı hoşgörülü ya da izin veren, sınır çizemeyen anne-baba tutumları.
Bu şekilde davranan anne- babalar çocuklarına sınırsız özgürlük hakkı verirler, kurallar, plan ve program hayatlarında yoktur. Çocuğu ihmal edecek kadar serbest bırakma söz konusudur, genellikle de çocuklarının davranışlarını kontrol etmezler, çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenirken çok fazla acı tecrübeye maruz kalır.
Doğal olarak çocuklar zaten her an doğru kararlar veremeyebilirler, anne baba olarak yönlendirmeler yapmak çoğu zaman gereklidir özellikle küçük yaş grubunda, bu anne-babalar karar alırken de kendilerine danışılması gerektiği kuralını çocuklarına öğretmezler. Hatta koşulsuz şartsız olarak çocuğun her dediği veya her istediği anne ve baba tarafından karşılanmakta ve her söylediği kabul görmektedir. Bu tutumlarla yetişen çocukların hareket ve davranışlarını kontrol etmeleri zorlaşır sadece kendilerine değil, çevrelerindeki bireylere de zarar vermeye başlarlar.
Ayrıca, bu tutumla yetişen çocuklar, sınır kavramıyla karşılaşmadıkları için diğer insanların hissettikleriyle, düşünceleriyle pek fazla ilgilenmezler ve sadece kendilerini düşünen bir perspektiften olaylara bakmaya başlarlar. Tüm bu nedenler bu çocukların toplumsal ilişkilerde sıkıntı yaşamasına ve bir takım durumlarda sınırlar konulup ve kurallar ile karşılaştıklarında ise olumsuz bir takım tepkiler vermelerine ve hayal kırıklığına uğramaları ihtimalini artmaktadır.
Bu tutuma sahip anne babaların çocuklarında; yemek yeme, beslenme tercihleri, yatma saatleri, televizyon ve bilgisayardan film vs. izleme ve oyun oynama, dışarı çıkma ve eve geliş saatleri gibi konularda sonsuz bir özgürlüğe sahip olduklarını düşünebilirler.
Aynı zamanda, bu çocuklarda başarı kazanmak için gereken iç disiplin, sabır, azim, kararlılık gibi durumlara sahip olmadıkları için derslerinde ve yaptıkları işlerde sürdürülebilirlik az olur ve başarısızlık karşısında kabullenmeyip, hem kendilerini hem de aileyi yoran bir sürecin içine girebilirler. Sonuç olarak; bu tutumla yetişen çocuklar birçok konuda yaş grubuna uygun davranamadıkları, dürtü ve isteklerini kontrol edemedikleri, farklı nesne veya olguya bağımlı olmadıkları görülmüştür.
İhmalkar Tutum/İlgisiz ve Kayıtsız Anne Baba Tutumu
Bazı anne babalar da, çocuklarını aşırı derecede ihmal edip, ilgi ve gereksinimlerine karşı kayıtsız davranıyorlar, bu tutum çocuğun yalnızlık hissetmesine ve insanlara olan güven duygusunun küçük yaştan itibaren sarsılmasına yol açıyor.
Ayrıca bu ebeveynler çocuklarının davranışlarını denetlemekten ve gözlemlemekten kaçındıkları bazen de çocuklarının davranışlarına sınırlama getirmeleri gereken noktaları atladıkları, çocuk için neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda yardımcı olmadıkları ve bu nedenle çocuklarına sınırlama koyamadıkları, yeterince ilgi, sevgi ve özveriyi de göstermedikleri görülür.
Çocuğun hayatında pek bir değeri olmayan bu ebeveynler, çocukları yalnızlığa sürükler, yanlış arkadaş çevresine veya hatalı tutum ve davranışları sergilemesi olasılığını artar.
İlgisiz tutum ve davranışlarla büyüyen çocuk, ilgi ve sevgi görmek adına dikkat çekmek yani ilgiyi üstünde toplamak ister. Bu isteğine ulaşamadığı gibi bir de yaşanan sosyal problemler nedeniyle iletişim becerileri ve insan ilişkilerinde de sıkıntı yaşanabilir. Sözlü iletişim yetersizliğinden dolayı çocukta dil gelişim problemleri, konuşma bozuklukları bile ortaya çıkabilir. Ayrıca, özgüvenini azaltacak durumları sıkça yaşayan çocuğun kendine olan güveninde azalma meydana gelerek çocuğun sahip olduğu mevcut potansiyelin ortaya çıkması konusunda sıkıntı yaşanabilir.
Aşırı Koruyucu Anne Baba Tutumu
Anne-babalar aşırı koruyucu tutumlarında; çocuklarına karşı koruyan ve kontrol eden tutumlara sahip oldukları belirgin şekilde görülür.
Ebeveynler çocuklarına çok fazla ilgi gösterirler, çocuklar o kadar yoğun şekilde bu davranışlara maruz kalırlar ki anne ve babaların kendilerini oldukça sıkan bu ilgiye boğan tavırlarından mutlu olmazlar.
Bu aşırı korumacı tutumları çocuk sahibi olamamış yıllar sonra evladını kucağına alan anne ve babalarda da görebiliyoruz. Benzer biçimde; tek erkek/kız çocuk ya da ilk torun gibi etmenler anne babaların çocuğa olan tutumlarını aşırı bir biçimde koruyuculuğa sürükleyebiliyor.
Böyle durumlarda anne ve baba olarak adeta çocuğa ‘kıymetlimiz’ gözüyle baktığımızda zaten çocuk dünyanın kendi için kurulmuş olduğunu, merkezinde kendinin yer aldığına o kadar inanıyor ki, bir süre sonra dünyanın gerçeklikleri ile tanışınca her şey çocuk için alt üst oluyor ve çocuğun davranışları daha sıkıntılı hale geliyor. Bu tutum ile çocuğunuzun her dediğini yapar, her istediğinin alır hale gelebiliyorsunuz ve bu düzen ergenlikte de devam ediyor. Ama ergenlikle istek ve ihtiyaçlar daha fazla olunca, durum giderek zorlaşıyor.
Özellikle bazen anne olarak, çocuğunuza iyilik yaptığınızı düşünüp, bir takım aşırı koruyucu davranışlarla çocuklarının hayatına zarar verebiliyorlar.
Örneğin; çocuk kendi başına yemek yiyebiliyor, bu yetiye sahip, fakat anne ısrarla çocuğa yemek yedirmeye devam ediyor, kaşığı-çatalı tutuyor ya da dökmesine müsaade etmiyor. Çocuğun elinde bir poşet veya çanta taşımasını istemiyor, elbette anne ve baba olarak yardım edebilirsiniz ama bazen yardım gibi görünen davranışınız; çocuğunuzun sorumluluk almasını engeller ve bir takım yeni davranışlar kazanmasına engel olur. Bir de sık rastlanan bir örnek; ebeveynlerin çocuk düşünce eyvah diye koşup çocuğu yerden kaldırıp ne oldu sana, nasıl oldu gibi sorularla durumu çok kaygı veren ya da korkutucu bir şey gibi lanse etmesi. Hâlbuki çocuk orada düştükten sonra kalkmaya çalışsa ve çabalasa, ağlasa da ağlayarak ayağa kalkmaya çalışsa, kişisel gelişimleri açısından daha sağlıklı bir tabloyla karşılaşmak mümkün olabilir.
Koruyucu tutumla büyüyen çocuklar hem kendi dünyalarında hem yaşıtlarıyla hem de çevrelerindeki yetişkinlerle kurdukları ilişkilerde mutsuz ve hep başka kişilerin fikirlerine ya da korumasına muhtaç bireyler olma olasılıkları epeyce yüksektir. Bu durum ise çocukların sürekli başka birilerine ihtiyaç duymaları ve bağımlı olarak yaşayan bireyler haline gelmelerine bu nedenle de girişimcilikten uzak olmalarına da neden olabilir.
Sonuç olarak; bu tutumlar ile yetişen çocuklar tatminsiz ve mutsuz halde yaşamlarını sürdürüyorlar. Burada en etkili olan şey; çocuğunuzun size verilen bir emanet olduğu gerçeğini unutmamak ve belki de en önemlisi anne baba olarak çocuğunuzun sizden farklı bireyler olduğunu, gelişim ve kişilikleri adına bağımsızlıklarını kazanmaları için fırsat tanımanın ve korumacı tavırları azaltmanın önemini kavramak olacaktır.
Dengesiz Anne Baba Tutumu
Bu tutum aşırı anlayış, hoşgörü ve aşırı cezalandırma davranışları arasında dengesiz bir şekilde çocuğa uygulanmaktadır.
Çocuk bu dengesiz hal nedeniyle; anne ve babasının hangi davranıştan rahatsız olacağını ve bu durumun ne gibi sonuçlara neden olacağını kestiremez. Dolayısıyla; çocuk iyi ve kötü davranışın ne olduğuna tam olarak vakıf olamaz. Bu dengesiz tutum, anne ve babanın birbirlerinden farklı tutumlar sergilemesi şeklinde olabileceği gibi, anne ve babanın birbirlerinden farklı tutum, davranış ve disiplin anlayışlarını benimsemeleri, bir konu hakkında ortak bir noktada birleşememeleri nedeniyle de sıklıkla ortaya çıkabilir.
Anne çocuğun davranışını normal karşılarken baba ise cezalandıran kişi olabilir. Böyle bir durumda çocuk hangi davranışın ya da hangi ifadenin doğru olduğunu anlayamayabilir.
Dengesiz tutumla karşılaşmış çocuklar hem kendi içlerinde kararsızlıklar yaşayarak çatışmaları yaşarlar hem de aileleriyle ilişkilerinde dengesiz davranışların ön plana çıkmış olduğu tabloyla karşılaşırlar. Ahlaki açıdan ve karar verme sürecinde olumsuz deneyimlerinin de yaşanmasıyla yetişkinlikte uçlarda yer alan ve dengesiz kişilik özellikleri açığa çıkmaktadır, bu durum da psikolojik olarak bireyin oldukça kötü hissetmesine neden olacaktır.
Demoratik Anne Baba Tutumu
Şu ana kadar saydıklarım aslında olmaması gereken ama fazlaca karşımıza çıkan tablolardı; şimdi olması gereken ve bir çocuğun sağlıklı yetişmesi adına uygulanacağınız tutum, davranış ve yöntemleri sizinle paylaşmak istiyorum;
Demokratik tutum; dengede olan yani orta noktada yer alan bir davranış ve becerilerin tümünü kapsamaktadır. Bu tutuma sahip anne- babalar çocuklarını her konuda destekler, onlara güvendiklerini daima hissettirirler bu durum da çocukları kendine güvenen yani özgüveni yüksek bireyler haline getirir. Elbette bunun yanında hayatın düzenini sağlayacak sınırlar koyarak ve onların hareketlerini kontrol etmeleri de söz konusudur. Bu sınırlamalar ile de çocuk davranışlarını kontrol etmeyi ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu daha iyi anlamış olur. Ayrıca bu çocukların iletişime daha açık ve fikirlerini açıkça ifade ettiği de görülmektedir. Çocuk kendini ifade ederek hem kendini anlatmış olmanın verdiği özgüveni hem de karşısındaki tarafından anlaşılmanın verdiği hoşnutluğu yaşayacaktır.
Demokratik tutuma sahip anne-babalar, çocuklarından yaşına ve gelişimine uygun davranışları beklerler, beklentinin ideal ölçüde olmaması aşırılıklara kaçılmaması adına önemlidir. Anne babalar çocuklarına karşı eşit mesafede olarak sevgi dolu ve ilgilidirler, aynı zamanda sabırlı ve duyarlı bir şekilde çocuklarını dinlemek de çok etkili olur.
Çocuğunuzun ilgi beceri ve yeteneklerini keşfetmek ve bunlara uygun kurslara veya etkinliklere katılmaları için teşvik edip, çaba sarf etmek oldukça değerlidir. Bu tutum içinde olan ailelerde çocuğun haklarına ve isteklerine önem verilir, çocuk anne ve babası tarafından teşvik edildiğini ve desteklendiğini gördükçe çocuğun o işi başarma isteği artacaktır.
Demokratik davranan anne ve baba olmak istiyorsanız çocuğunuza yol gösteren bir rehber gibi davranmanız öncelikli. Rehberlikten kastım şudur ki; çocuğunuzun alacağı kararlar konusunda onun iradesine saygı duyarak alternatif sunsun ama sonrasında kendi yolunu kendi çizmesi için de serbest bıraksın. Ayrıca bu tutumla yetişen çocuklar, sosyal anlamda uyumlu, insanlarla kolay iletişime girebilen, insani değerleri yüksek, empati kurabilen bireyler oluyorlar. Bu tutum sayesinde çocuk hem kendi adına hem de toplum adına sağlıklı bir birey haline geliyor diyebiliriz.
Sonuç olarak;
Anne ve baba tutumlarının önemi ve etkilerine bir önceki bloğumda ele almıştım. Bu blog da ise sizlerle tutumları ve bir çocuk üzerindeki etkilerini ele almış olduk. Yukarıdaki yazmış olduğum anne- baba tutumlarını çocuğunuza karşı da uyguluyor olabilirsiniz, bu durumda belirtilen problemleri yaşama riskiniz oldukça yüksek. Doğru tutum ve davranışların kazanılması ve çocuğunuzla olan ilişkilerin düzenlenmesi adına uzmanına danışıp doğru tutumların ve davranışların kazanılmasında destek talep edebilirsiniz…