Son yazımda, etkin #dersçalışma üzerine yazdığım blog serisini, “Etkin #dersçalışmada Başarının Tanımı” başlıklı yazım ile tamamladım. Bunu akabinde, şimdi de #sınavöncesi ve #sınavgünü etkin baş etme yöntemleri üzerine bir blog serisine başlıyor olacağım. Bu bağlamda, bu yazımda bu blog serisine bir giriş yaparak, bu blog serisine yönelik aklınıza gelebilecek bazı soruları yanıtlamaya bir adım atmayı hedefliyorum. Atacağım ilk adım, neden #sınavöncesi ve #sınavgünü sorusunu ele almak ile olacaktır.

Neden #sınavöncesi ve #sınavgünü?

#sınavöncesi ve #sınavgünü çünkü sınavlar, birçoğumuzun hayatının kaçınılmaz parçası… Örneğin, akademisyen olmak isteyen ben için bu gerçek her anımda… Evet, iki lisans bitirdim, ardından da bir yüksek lisans bitirdim ve bunları tamamlayabilmek için oldukça fazla sayıda sınav, bilim sınavları ve mülakatlara girdim… Ama ardından doktora süreci vardı ve bu bağlamda da yine birçok sınava girdim ve ardından da doktora yeterlilik sınavına girdim… Lakin, bu aşamada da sınavlarla yolculuk sadece devam ediyor… Yüksek lisans tezimi başarılı bir şekilde savunmuş olmanın ardından, şimdi de sırada doktora tezini tamamlamak ve bu tezi başarılı bir şekilde savunma aşaması var mesela… ve ardından da, sınavlarla yolculuk, hedef olduğu takdirde, doçentlik, profesörlük ile devam edecek…  Evet, işte bu bağlamda bazılarımız için sınavlar hayatımızın kaçınılmaz parçası… Ki benim gibi akademisyen olmak isteyen birçok insan var…  İşte, bu kaçınılmaz gerçek sebebi ile de #sınavöncesi ve #sınavgünü çok kıymetli, çünkü ne kadar çok sınava girersek girelim, sınavlar hala var ve şu ana kadar girdiğimiz tüm sınavlardan gözlemleyebileceğimiz gibi, her sınavdaki başarı olasılığımız o sınava yönelik verdiğimiz #sınavöncesi çabaya ve #sınavgünü bu çabayı yansıtabildiğimiz düzeye dayanıyor.

Bir diğer yandan ise, #sınavöncesi ve #sınavgünü önemli çünkü birçoğumuz için kaç sınava girersek girelim, ne kadar çok sınava maruz kalırsak kalalım, sınavlar istediğimiz şeyler ya da önemsediğimiz şeyler olmakla birlikte, hala “bir türlü alışamadığımız şeyler” arasında yerini tutabiliyor. İşte bu durumda da sınavlar, isteğimiz ya da verdiğimiz önemin içimizde baskın duygular olmasının yanı sıra, daha baskın bir şekilde içimize darlık ve sıkıntı getiren unsurlar olabiliyor. Öyle ki, sınav öncesinde ne kadar iyi ders çalışırsak çalışalım, ne kadar çok bilgi öğrenirsek öğrenelim, sınav gününde, sınav anında o bilgileri etkin bir şekilde kullanmayıp, hedeflerimize ulaşamayabiliyoruz. #sınavöncesi nde yaptığımız programlara ardı ardına uyamayabiliyor, öğrenmeye çalıştığımız konuları bir türlü öğrenemiyor, ya da öğrenmemize rağmen öğrendiklerimi hatırlayamıyor veya #sınavgünü nde farklı sebeplerden ya sınavı tamamlayamayabiliyor ya da sınavda istediğimiz sonuçlara ulaşamayabiliyoruz.  İşte bu durumda da, sınavlar zihnimizde bambaşka bir anlam kazanıp, sadece başarılı olmamız için çaba göstermemiz gereken bir şey değil de, “tekrar yaşamak istemediğimiz bir korku anını” ya da “tekrar yaşar mıyım?” “ya yine yapamazsam” gibi düşüncelerle geçirdiğim sayısız anı temsil edebiliyor. Bu durumda yaşanan #sınavöncesi ve #sınavgünü ile baş etmeye yönelik bilgi ve beceri eksikliğimiz olduğu takdirde de, bu durumun yönünü değiştirmemiz zor, çünkü bazı bireyler bu beceriyi mizaç özelliklerinden ötürü doğal olarak geliştirmekte iken, daha büyük bir çoğunluğu, tüm eğitim hayatları boyunca bu becerileri kazanmaksızın ortada kalabiliyorlar.

İşte, #sınavöncesi ve #sınavgünü başlıklı blog serimin ana hedeflerinden biri de, hem bilimsel çalışmalara, hem de bireysel ve klinik tecrübelerime dayanarak, #sınavöncesi ve #sınavgünü neler yapılabileceğine yönelik ışık tutmak ki, bu becerinin mizaç özelliği olmaması durumunda bile #sınavöncesi ve #sınavgünü neler yapılması gerektiği bir nebze de olsa daha ulaşılabilir bir hal alabilsin.

Takip eden yazımda, #sınavöncesi ve #sınavgünü etkin baş etme yöntemleri blog serisi nasıl bir akışta, hangi içeriklerle ilerleyecek? sorusunu ele alıyor olacağım.